Günümüzde arama motorları arasında tartışmasız bir yere oturan Google marka yönetim stratejisiyle rakipsiz denebilecek bir konumda. Çok değil iki binli yılların başında çıkan Yahoo, Google’ı satın mı alacak iddiaları asılsız çıkmış ve Yahoo, Google’a rakip olacağını ilan etmişti. Aradan geçen yıllar bu rekabetin galibinin kim olduğunu açıkça ortaya koymuş durumda. Google’in konumunu nasıl bu kadar sağlamlaştırdığı ise markasını nasıl konumlandırdığı ile doğru orantılı şüphesiz. Google geçmişte Yahoo’nun yaptığı stratejik hatayı yapmayarak, rakip olma potansiyeli çok düşük de olsa tehlike arz eden tüm markaları bünyesine katarak ilerliyor. Arama motoru pazarının yüzde doksan gibi büyük bir kısmına hakim olmayı başarıyor böylece. Google kazancının büyük bir kısmını inovasyona, iş geliştirmeye ve tabii ki çalışan memnuniyetine aktarmaktan imtina etmiyor. İş geliştirmeye dev bütçeler ayırması içinde bulunduğu sektör açısından olmazsa olmaz bir zorunluluk. Çünkü günümüzde teknoloji neredeyse yenilik ve değişim ile eş anlama geliyor. Buna ayak uydurmak bu alanda çalışan bir firmanın ayakta kalma anahtarı gibi.
Google bu zorunluluğun fazlasıyla farkında olan bir marka olarak sürekli başkalaşan teknolojik alışkanlıkları ayak uydurmakla kalmıyor bu değişimi çoğu zaman belirleyen bir lider olarak da kendini var ediyor. Masaüstü teknolojisinin neredeyse ofislerle sınırlı kalmak üzere olduğu bu günlerde Google mobil internet kullanımına da öncülük etmekten geri durmuyor. Bir süre önce büyük firmaları paniğe sevk eden bir duyuru yapan Google Mobil Arama konusunda ne kadar önemli bir konumda olduğunu da açıkça ortaya koydu. Google duyurusunda mobil aramalarda bir yeniliğe gideceğini ilan etti. Bu duyuruya göre Google, mobil aramalarda mobil uyumlu web sitelerini daha üst sıralara taşıyacaktı. Bu durum masaüstü aramaları etkilemeyecek olsa bile birçok markanın paniğe kapılmasına sebep oldu, çünkü internette yapılan aramaların yüzde 50 gibi azımsanmayacak bir kısmı mobil kullanımından geliyordu. Bu tablo internet kullanımında mobil çağının ne denli yaygınlaştığının da büyük bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
Google’ın mobil arama motorunda yaptığı bu algoritma değişikliğinin markaların paniğe kapılmakta haklı olduğunu da açığa çıkardı. Çünkü hali hazırda Google aramalarında birinci sırada çıkan büyük firmaların yüzde kırk dördü Google’nin mobil uyum testini geçemedi ve markalar bu yüzden büyük zarara uğradı. Markalar açısından ilk etapta zararla sonuçlanmış olsa da Google’nin bu hamlesi karşımıza önemli bir tablo çıkarıyor. Google kullanıcı merkezli bir marka olarak kullanıcıların değişen kullanım alışkanlıklarını merkeze almış ve onlara daha sağlıklı bir arama motoru deneyimi sunabilmek için radikal sayılabilecek bu hamleyi gerçekleştirmekten geri durmamıştır. Çünkü kullanıcılar, iyi bir mobil arama motoru deneyimi elde edemedikleri takdirde oluşacak boşluk kullanıcıları bir arayışa itebilme tehlikesini de beraberinde getirecektir. Google bunu öngörerek yine kullanıcı merkezli bir marka olduğunu kanıtlamıştır.
Mobil Aramada İhtiyaçlar Değişiyor
Mobil cihazlar artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline aldı. Mobil cihazlarımız artık bize birçok kişisel bilgiyle yüklü ve neredeyse kimliğimizi yansıtan bir hal almış durumda. Arama motoru teknolojisi elbette bu durumu göz ardı etmiyor ve mobil aramada kullanıcıların tüm kullanım alışkanlıkları, kişisel bilgileri, ilgi alanları gibi konuları göz önünde bulunduran algoritmalarla kişiselleştirilmiş bir hizmet sunuyor. Google tarafından yapılan tüm geliştirme çalışmaları bu parametrelerin en işlevsel sonuçları verdiği algoritmaları yaratmak üzerine kurulmuş durumda. SEO teknolojisi “Semantik arama” üzerine yapılandırılacağının sinyallerini veriyor. Peki, nedir semantik arama kabaca artık sözcüklerin sadece harflerden oluşan sembol değerleriyle değil yarattıkları anlamların da dikkate alındığı bir algoritmadan bahsediyoruz. Yani insan beyninin düşünme alışkanlığına daha yakın olan makinelerde olmasına pek alışık olmadığımız bir tutum. Amaç sadece aranan kelimenin bulunduğu sayfaları listelemek değil gerçek bilgiye ulaşmak. Semantik olmayan algoritmalar kullanıcı için uzun süredir büyük bir sorun yaratmaya başlamıştı. Zira internet kullanımı yaygınlaştıkça internet üzerinden ulaşabileceğimiz kaynak sayısı da bir o kadar arttı.
Mevcut SEO çalışmaları kelimenin anlam değerinden çok sembolik değeriyle ilgilendiğinden aradığınız bilgiye ulaşabilmek için onlarca ilgisiz sayfayı taramak zorunda bırakabiliyor. Google uzun süredir bu sorunun üstesinden gelmek için çalışıyor. Semantik arama alt yapısı tamamlandığında kullanıcılar için yeni bir çağ başlayacak. Ancak bunun çok uzun bir süre alacağını düşünmek yanlış bir tutum olur. Google hali hazırda piyasaya sürdüğü araçlarla site alt yapılarının bu konuda kendisini hazırlaması gerektiğinin sinyallerini veriyor. Hazırlıksız yakalanmak istemeyenlerin Google Knowledge Graph’ı yakından takip etmesinde yarar var. Google bu uygulamanın devreye girmesiyle avantajlı bir konumda olabilmeniz için sitenizi nasıl optimize etmeniz gerektiğini oldukça açık bir dille anlatıyor. Bunun yanı sıra geleceğe yatırım yapmak isteyenlerin Google’ın tüm ürünlerini yakından takip etmesi yerinde olacaktır. İyi bir site optimizasyonu için Google’ın piyasaya sürdüğü birçok araç var. Google Local online işletme standardı bunlardan yalnızca biri. Semantik arama alt yapısına şimdiden hazır olabilmek için alınabilecek önlemlerden bir diğeri ise SEO önerilerini dikkatlice incelemek olacaktır.