Sosyal medya kavramının içinde facebook, twitter, instagram, pinterest, linkedin, tumblr vb. çağdaş iletişim araçlarını sayabiliriz. Bu iletişim ve paylaşım araçları, tüm dünyada insanların yaşamlarının içinde, etkilerini ve varlıklarını her geçen gün arttırarak devam ettiriyor. Tüm avrupa’da interneti en etkili kullanan halk ingilizler. Onları ikinci sırada türkler izliyor. Gezi direnişi sırasında sosyal medya araçlarının kullanılması, insanların bir amaç doğrultusunda harekete geçirilmesi ve örgütlenmesi açısından çok etkili oldu. Siyasetçiler arasında da sosyal medya kullanımı çok yaygın ama bu araç siyasetçilerimiz tarafından yeterince ve doğru olarak kullanılabiliyor mu? Oysa teknolojinin ve kapitalist sistemin bize sunduğu bu olanağı iyi yönde kullanmamız ve halka mesajların etkili bir şekilde verilmesi gerekiyor. Bu teknolojik imkânları iyi kullanmayı öğrendikleri takdirde güçlerini daha da büyütebilirler.
Hangi parti ya da politikacı sosyal medyada liderliği ele geçirirse, başarısı büyük olur. Zira Türkiye’nin nüfusu çok genç, enerjik ve coşkulu. Bir de özellikle facebookta yenilenler-içilenler paylaşılıyor. Bir insan sevinçli ve üzüntülü anını, bir etkinliği buradan paylaşabilir, bu gayet doğal. Oysa insanın iştahını açan, çeşitli yiyeceklerle donatılmış masalar facebook’ta paylaşılıyor.
Ülkede açlık ve yoksulluğun çok ileri düzeylerde olduğu bir ortamda, bu tür şeylerin paylaşılmasını çok doğru bulmuyorum. Bir sofrada veya masada yenilen ve içilenler, oradaki kişileri ilgilendirir, başkalarını değil. Bu tür iletişim araçlarında kullanılan dil de, argo ve başkalarına hakaret içermemelidir.