Sosyal medya çılgınlığı tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de tüm hızıyla devam ediyor. Tek yönlü olduğu gibi eşzamanlı paylaşımlara da olanak tanıması, tanıdığınız tanımadığınız pek çok insanla iletişim kurmanıza imkan sağlaması sosyal medyayı hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline getiriyor. Paylaşılan bilgilerin gerçekliği ya da doğruluğu insanları çokta fazla ilgilendirmiyor, herkes fikrini özgürce yazabiliyor, deneyimlerini paylaşıyor. Kan arayan bir hasta, oyun arkadaşı arayan bir çocuk, aşk acısı çeken bir gence rastlamanız mümkün sosyal medyada.. bir konuda farkındalık yaratmak veya halkı bilinçlendirmek gibi konularda ise en sık tercih edilen yerlerden biri haline geldi.
Doğru kullanıldığında yararı çok ancak bu durum pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Paylaşımlarınızla karşınızdaki kişi için görsel ve yazılı olarak ifade ettiğiniz kadar tanınıyorsunuz. Buda sizi karşınızdakinin olumlu veya olumsuz algılamasıyla doğru orantılı olarak şekillendiriyor. Bir nevi intiba oluşturuyorsunuz. Kişisel bilgilerinizi paylaşmanızda işin farklı bir boyutu.. bu konuda epeyce şey yazılıp çizildi.. sonuçta güvenilirliği tartışılır.
Eğer takipçin çoksa veya arkadaş listen kabarıksa iyi bir şey çünkü bu senin sosyal statünün bir göstergesi.. modadan biraz anlıyorsan, herhangi bir konuda bir meziyetin yada bir fikrin varsa bu seni her an yüzlerce insanın tanıdığı önemli bir kişi haline getirebiliyor. Elinden hiçbir şey gelmiyorsa iyi çekilmiş bir fotoğrafla da gündeme oturmak mümkün..
Kişilerin yanı sıra kurumların da artık rahatlıkla kullanabildikleri bir araç haline geldiği sosyal medyada, reklamın, pazarlamanın da türlü türlü yolları denenir hale geldi. Üstelik çokça da ilgi gördüğünü düşündüğüm bu sistem sayesinde geniş bir kitleye hitap etme olanağı da ortaya çıkmış oldu. Mecrada kendine yer edinmek isteyen markalar, girişimcilere yeni bir iş kolu da yaratmış oldu aslında.. bu yeni iş kolunun adı “sosyal medya uzmanlığı” adından da anlaşıldığı gibi sosyal medyada ne yapacağınızla ilgili bir fikriniz yoksa uzmanına danışmak en iyisi..
İşin ticari boyutunu bir kenara bırakırsak, sosyalleşmek adına oldukça masumane düşüncelerle girmiş olduğumuz bu sosyal mecraya bir zamandan sonra kendimizi öylesine kaptırıyoruz ki, manidar bir şekilde kendimizi asosyalliğin kollarına bırakıveriyoruz aslında.. Öyle ki ruhumuzda açması muhtemel yaralara aldırmıyoruz bile..